Asimetrik üretim tarzı ve 3D yazıcılar veya post Marksist üretim biçimi
üzerine bir deneme
Mevcut kapitalizmi yaratan ve onun
tarafından yaratılan üretim biçimi simetriye dayalıdır. Kapitalizmin makineli
üretimle başladığını düşünürsek onun gelişiminde, yarattığı üretim
ilişkilerinde, meydana getirdiği felsefe ve yaşam biçimlerinde makineli üretim
tarzının biçimsel yapısını görmek mümkün olur. Üretimde makineleri kullanmak
inanılmaz bir üretim patlaması ve bununla birlikte ortaya çıkan muazzam bir
konfor yarattı. Bu konforun enstrümanlarının en kapsayıcı özelliği simetrik
oluşları ve her birinin milyonlarca kopyadan biri oluşuydu. Elinize aldığınız
bir ürün asla sizin için özel değildi ve siz onu elinde tutan milyonlarca
insandan biriydiniz sadece. Aynı oyuncaklarla büyüdük, aynı tip televizyonlarda
aynı dizileri izledik, aynı elbiseleri giyip aynı arabalara bindik. Aynı partilere
oy verip aynı bayrağın altında toplandık. Ve kapitalizm ulusları yarattı. Aslında
ulusları yaratan yegâne şey makine tipi üretimin simetrisinden başkası değildi.
Makine
tipi üretim simetriye dayalı olmak zorundaydı çünkü eski, hantal ve akılsız
makinelerle üretim yapmanın başka yolu yoktu. Tezgâh bir kere çalışmaya başladığında
belli hareketleri tamamlayarak bir ürünün bir kısmını yapıyor ve sonra tekrar
başa dönerek aldığı hammaddeyi aynı yere kadar işliyor sonra bir başka makine
veya makineler kalan kısmı tamamlayarak ürünü meydana getirirken makinelerin
gücü ve hızı karşısında sadece basit bir aparattan ibaret kalan işçi basit ara
hizmetleri görüyordu. Makineler özelleşmiş ve güçlüyken işçiler zayıf ve
tekdüzeden ibaret kalıyordu. Güçlü kapitalistin amansız yoldaşı makineler,
ürettikleri milyonluk klon mallarla insanlığın başını döndürürken başa
çıkılamaz bir güç imgesi yaratıyordu. Klon mallarla doğan ve büyüyen insanlar
üretimine katkıda bulundukları ve hayatları boyu kullana geldiklerine
benzemeden kurtulamayıp klon vatandaşlardan oluşan bir toplum haline geliyordu.
En başarılı üretim yapan toplumlar en güçlü milletleri ve en sağlam ulusları
meydana getiriyordu.
Klon
mallarla kuşatılan insanın bir klondan başka bir şey olması beklenemezdi. Çocukluğunu
geçirdiği oyuncaklarından kıçına bağlanan beze kadar her şey milyonlarca
kopyadan biriydi sadece. Hastalandığında kullandığı ilaç, yatağı başında
damarlarına akan serum, tansiyonunu ölçen hemşire muayenesini yapan doktor hep
bir birinin klonu olan şeylerdi. Beğenerek evlendiği eşinin dudakları en sık
görülen dudak tipi, saçları en çok beğenilen saç tipiydi. Her kes gibi bir
düğünle evlenip her evli gibi çocuk sahibi olup herhangi bir ebeveyne dönüşen
süreçte klon tipi üretimi kendi kapasitesi ölçüsünde sürdüren kapitalist çağın
insanı benzerleriyle aynı akıbeti yaşadığı sürece sömürülmek, ezilmek, hakir
görülmek bile umurunda değildi. Kapitalist eğitimin şekli de elbet kendi klon
üretme biçimini yansıtan öğelerle dolu olmalıydı. Bir birinin kopyası dersler,
bir birinin kopyası öğretmenler vs.. Klon gibi üretilmek, klon gibi sömürülmek
ve klon gibi güdülmekten başkasını düşünmek bu çağın insanının zihninin
kabiliyeti dahilinde olamazdı. Ürettiği felsefe klonlaşmaya katkıda bulunduğu
sürece mantıklı olacak, kabul görecekti. Tanrıları insanlardan klon yaratan,
ibadetleri klonlaşmayı yücelten, mabetleri bir birini taklidin amansız bir
noktaya ulaştığı huşu içinde ortak hareketlerden oluşan ibadetlerin mekanıydı.
Üretimin
asimetrik olmasıyla her bir ürün özel bir mal olarak eşsiz bir şey haline
gelecektir. Elinde tuttuğu taraktan, yemek tabağına, kullandığı bilgisayardan
bindiği arabaya kadar her bir ürün sadece tek veya birkaç üründen biri
olacaktır. Simetrik üretimin kelimeleri her şey klon iken asimetrik üretimin
kelimeleri her şey özel, her şey eşsiz olacaktır. Eşsiz ürünlerle yaşayan
insanların hayatları da çevrelerini kuşatarak hayatı oluşturan konfor
nesnelerinin eşsizliğini yaşamlarında yansıtarak her biri hayatını nadide
kılmanın yollarını bulacaktır. Her bir çalışan, giydiği elbise gibi bir
diğerinin klonu değil nadide bir birey olacaktır. Klonlardan oluşmayan bir
toplumda hiyerarşi anlamını yitirecektir. Çöpçülük aşağı bir iş olarak
görülmeyecektir. Üretimin “özelleşmesi” ürünlerin eşsiz asimetrisi bilindik
üretim biçimlerini ortadan kaldıracağından üretim ve paylaşım süreçlerinde emek
sömürüsünün de anlamı kalmayacaktır. Emekçi emek gücünü değerinde sattığında
ürettiği artı değer doğrudan kendisinde kaldığında emek sömürüsü kavramı
anlamını tamamen yitirecektir. Eşsiz insan yaşamının her anını eşsiz bir
biçimde kuşatmak isteyeceğinden aynı ev, aynı araba vs.. ile bir ömrü
bağlamayacağından özel mülkiyet anlamını yitirecektir.
Asimetrik üretim çağının habercisi ve aracısı, eski
çağın aptal makineleri değil post Marksist çağın akıllı üretim makineleri
olacaktır. Bu makinelerin ilk prototiplerinin 3D yazıcılar olduğu
düşünülebilir. İhtiyaca göre ürün, talebe göre arz yaratan makineler. Kapitalizmin
arza göre talep yaratan piyasa için var olan değil talebe göre arz yaratan ve
insan için üreten makineler çağı gelmektedir. İlaçlar kişisel genetik
yatkınlıklar ve zaaflar düşünülerek bir takım kimyasalları birleştirmek
suretiyle hızlı bir şekilde hazırlanan bir makineden basılacak, giysiler
vücudumuzu tarayarak ve tercihimiz doğrultusunda basılacaktır. İnternetin dünyasının
sunduğu çeşitlilik izleme dürtümüzü karşılarken sosyal medya denilen kavramla
kendi muhabirimiz yine kendimizin olduğu bir basın kültürü oluşacaktır. Kişiselleşen
dünya, asimetrik felsefeleri asimetrik anlayışları ve mevcut simetrik siyasetin
dışında bir yönetim biçimini gerektirecektir. Asimetrik dünyada ulus ve devlet
kavramları kendilerini güvenlik ve direnen simetrizm karşısında savunmak için
iş gördüğü müddetçe var olmaya devam edecektir.
Asimetrik
çağ post Marksist olacaktır. Çünkü arza göre talep değil talebe göre arzı
mümkün kılacak üretim biçimine sahiptir. Mülkiyet anlamını yitirmiştir. Devlet güçlü
bir organizasyon haline indirgendiğinde güçlü bir bilgisayar yazılımı tüm
vatandaşlarına (sisteme login olmuş kullanıcılara) ihtiyacı doğrultusunda
barınak ve gıda temin ederken her insandan eğitimi, eğilimi ve gücü ölçüsünde
çalışma talep edebilecektir. Eğitim ise kaçınılmaz olarak politeknik olacak her
insan bir çok konuda bilgili ve günün önemli bir kısmını keyif aldığı pek çok
alakasız işte çalışarak geçirebilecektir. Her çalışma ameliyesini izlemek ve
değerlendirmek organizasyon yazılımı için hiç de zor olmayacaktır.
Asimetrik
çağda ahlak, hukuk ve din anlayışı da benzer dokuyu yansıtacak biçimde
olacaktır. Mülkiyetin olmadığı yerde anlaşmazlıkların hukuk sistemini tıkayan
en önemli araç ortadan kalktığından suç azalacak olmasına karşın daha girift
suçlar ortaya çıkacaktır. Mülkiyeti temel alan ahlak anlayışı yerini iletişim
ve ağ temelli anlayışlara bırakacaktır. Din, ölümü değil yaşamı yüceltecek,
güzelleştirecek bir anlayış benimseyerek cenneti ahiretten dünyaya taşıyacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder